Sosyal kaygı, bireyin sosyal ortamlarda başkaları tarafından izlendiği ve yargılandığı düşüncesiyle yoğun kaygı ve endişe hissetmesine yol açan bir kaygı bozukluğudur. Sosyal kaygı yaşayan bireyler, sosyal durumlarda hata yapma korkusu taşır ve bu durum onların sosyal etkileşimlerini zorlaştırır.
Sosyal Kaygının Belirtileri Nelerdir?
Sosyal kaygı, çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler genel olarak aşağıdaki dört ana kategoriye ayrılabilir:
Fizyolojik Belirtiler
- Terleme
- Titreme
- Yüzde kızarma
- Ağız kuruluğu
- Yutkunma
- Mide bulantısı
- Kalp çarpıntısı
Duygusal Belirtiler
- Kaygı
- Endişe
- Utanç
Bilişsel Belirtiler
- İzlenme ve eleştirilme düşüncesi
- Sosyal durumları zihinde canlandırma
- Rezil olacağını düşünme
- İnsanların hakkında kötü düşüneceğine inanma
Davranışsal Belirtiler
- Sosyal ortamlarda performans sergileyememe
- Konuşurken kekeleme
- Yabancı kişilerle tanışmaktan kaçınma
Sosyal Kaygı Oluşturan Durumlar Nelerdir?
Sosyal kaygıyı tetikleyen durumlar bireyden bireye değişse de genellikle kalabalık ve insanlar arası etkileşimin yoğun olduğu durumlar kişileri zorlamaktadır. Aşağıda sosyal kaygıyı tetikleyen bazı durumlar sıralanmıştır:
- Yeni insanlarla tanışmak
- Kalabalık önünde konuşma veya sunum yapmak
- Toplum içinde yemek yemek
- İnsanlarla göz teması kurarak konuşmak
- Kalabalık içinde spor yapmak veya oyun oynamak
Sosyal Kaygının Kişinin Hayatına Etkileri
Sosyal kaygı, baş edilemediğinde bireyin hayatında büyük işlev kayıplarına yol açabilir. Sosyal ortamlara girmekten zorlanmak, bireyin okul veya iş hayatını olumsuz etkileyebilir. Bu durum, bireylerin kendilerini tam ifade edememelerine ve potansiyellerini ortaya koyamamalarına neden olur.
Sosyal Kaygının Uzun Vadeli Etkileri
- Düşük akademik başarı
- Kişilerarası ilişkilerde zorluk
- Yakın ilişkiler kurma konusunda engeller
Sosyal Kaygıyla Nasıl Başa Çıkılabilir?
Sosyal kaygı ile başa çıkmak için, kaygının altında yatan düşünceleri keşfetmek ve tetikleyici durumları anlamak önemlidir. Psikoterapi, sosyal kaygıyı ele almak için etkili bir yöntemdir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi, bireyin kaygı hissetmesine neden olan düşünceler ve davranışlar üzerinde çalışarak sosyal becerilerin geliştirilmesine yardımcı olur.
Terapi Yöntemleri
Bilişsel Davranışçı Terapi: Kaygıyı besleyen düşüncelerin yeniden yapılandırılması.
Maruz Bırakma Teknikleri: Bireyin kaygı yaratan durumlarla yüzleşmesini sağlama.
Sosyal Beceriler Eğitimi: Kişilerarası ilişkilerin güçlendirilmesi.
Örnek Sosyal Kaygı Durumu: Yemek Daveti
Bir yemek davetine katıldığınızı düşünün. Davet öncesinde ne giyeceğinizi düşünürken kaygılanıyorsunuz. Davete giderken içeri nasıl gireceğinizi ve nasıl selamlaşacağınızı tekrar gözden geçiriyorsunuz. Davet yerine vardığınızda herkesin size bakıyormuş gibi hissetmeniz, kaygınızın artmasına neden oluyor. Sosyal kaygı nedeniyle konuşurken sıkıntı yaşıyor, yemek yerken geriliyorsunuz. Davet sonunda eve döndüğünüzde ise yaşadığınız anları tekrar gözden geçirip daha fazla mahcup hissediyorsunuz.
Bu tür durumlar, sosyal kaygının nasıl işlediğine dair somut bir örnek sunar. Sosyal kaygı, bireylerin sosyal ortamlarda rahatsızlık hissetmesine ve bu durumların üstesinden gelememesine yol açar.